Canlar Forumu Türkü Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ALEVİ-BEKTAŞİLERDE SECDE, KIBLE ve NAMAZ

Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERDE SECDE, KIBLE ve NAMAZ Empty ALEVİ-BEKTAŞİLERDE SECDE, KIBLE ve NAMAZ

Mesaj tarafından piran12 Çarş. Şub. 20, 2008 12:04 am

ALEVİ-BEKTAŞİLERDE SECDE, KIBLE ve NAMAZ

Belki de farklılıkların en önemlisi ya da en büyük sorun olarak karşımıza çıkan husustur namaz. Alevi-Bektaşiler hep namaz kılmamakla, alınları secdeye değmemekle hatta kıblesiz olmakla suçlanıp dururlar yüzyıllardır. Bu üç hususu başlı başına işlemek zorunluluk haline gelmiştir.
Öncelikle kıble konusuna değinmek gerektiğine inanıyorum. Sünni İslam yorumuna göre tek bir kıble vardır ve herkes Hz. İbrahim Halilullah’ın yaptığı ya da yaptırdığı Kâbe-i Şerif’e dönerek namaz kılmak zorundadır. Alevi-Bektaşi İslam yorumuna göre ise müminin kıblesi insandır. Her nerede olursa olsun; ister güney, ister kuzey, ister doğu, ister batı mümin insana dönmeli; dört yönün dördünü de hak bilmeli.(Kıblenin dördü haktır.)
Secde konusuna gelince secde de insanadır. Cenabı-ı Hak Adem’i yarattığında bütün meleklere Ademe secde etmelerini buyurur. Ve iblis hariç bütün melekler Adem’e yani insana secde kılarlar. Sünni İslam anlayışına göre Allah’a secde etmek şeklinde değerlendirilen bu olayın mana âlemine bakıldığında secdenin insana olduğunu görmekteyiz.
Şimdi bu iki hususu (Kıblenin yönü ve secde) bir örnekle,bir arada düşünerek kavramaya çalışalım ve bakalım hele kıblenin yönü neresiymiş ve secde kime edilirmiş:
Hac ya da umrede herkes Kabe'nin etrafında halkalar oluşturarak dönüp,Kabe'nin duvarlarına yönelerek secde ederler. Allah aşkına Kabe'yi aradan kaldırdığınızı,Kabe'nin olmadığını düşünün bir. Kabe'nin duvarları aradan kalktığında nasıl bir tablo oluşur,tasavvur edin bakalım.
Ben anlatayım :

Bütün herkes halka namazındadır. İnsanların bir kısmı güneye,bir kısmı kuzeye,bir kısmı batıya, bir kısmı da doğuya ya da diğer ara yönlere bakmaktadır. Kısacası aslında herkes birbirine bakmaktadır. Hepsinden önemlisi de herkes birbirine (yani insana) secde etmektedir.
Sevgili dostlar işte tablo ortadadır. Kabe-i Şerif merkeze alınmış ve Kabe zahirde görevini tamamlamıştır. Asıl olana,hakikate bakıldığında ise her şeyin merkezinde insan vardır. Kıble insanın yüzü iken secde de sadece insana edilmektedir.

Namaz konusuna gelince, öncelikle namaz sözcüğü "salat"tır. Salat ise dua anlamındadır.O zaman şöyle ldüşünelim; "Namaz kılınız" sözü aslında dua ediniz anlamını taşımaz mı? Cenab-ı Allah'ı anın; onun yüceliğini,birliğini yad edin,onun rahmet ve şefkatine sığının... gibi anlamlar içerir aslında.
Dikkat edilmesi gereken husus Hz. Muhammed'in emaneti ve Allah'ın kelamı olan Kuran-ı Kerimda Ne namazın kaç vakit kılınacağına ne de hangi tapınma şekilleri kullanılarak yerine getirileceğine dair herhangi bir bilginin yer almadığıdır. Belki deibadet şekilleri düşünüldüğünde Kelamullah'ta yer alan en önemli sözcüğün secde olduğu söylenebilir ki onun da hakikatteki yerine yukarıda değinmiş Alevi-Bektaşilerin hakikate uygun yere secde etiiklerini belirtmiştik. Kaldı ki Alevi-Bektaşilerin de secdeyi şekil olarak aynen sünni-islam yorumundaki gibi yerine getirdiğini de belirtmek gerekir.
Namazın kaç vakit kılınacağına dair hiçbir bilgi yokken ibadetle ilgili iki önemli nokta Kuran- Kerimde anlatılmıştır. " Biz gündüzleri çalışıp rızıklanmanız,geceleri de ibadet etmeniz için yarattık." ayeti ve benzer birçok ayet göze çarpmaktadır. Onun için Alevi-Bektaşiler ibadetlerini geceleri yerine getirirler. İkinci önemli "Çalışmanın ibadetlerin en büyüğü olduğu" ayet ve sonuçlarıdır.
Bir diğer önemli nokta da Kuran-ı Kerim'de "Gösterişten uzak,gizlice yapılan ibadetin en makbul ibadet" olduğunu söylemektedir. Hatta gecenin 2/3 'ünden sonra yapılan ibadetin en saf,en temiz ve en doğru ibadet olduğu Kelamullah'ta defaeten vurgulanmıştır.

Konuya kaldığımız yerden devam edecek olursak şu sonuçlara ulaşabiliriz:
1. Namaz'ın yani salatın asıl gayesi duadır. (Elbette ki anladığın şekilde ve dilde.)
2. Belirli bir şekli yoktur. İslamiyet evrensel bir dindir ve her toplum hatta birey kendi tapınma şekillerine göre dua edebilir,namaz kılabilir ve ibadetini yerine getirebilir.
3. Asıl hedef Allah'tır. Namaz ya da dua onan ulaşabilmek için bir noktadır,bir araçtır. Bunun ne zaman,nasıl yapılacağı da önemli değildir.
4. Hatta ibadeti belli zaman dilimleriyle sınırlamak en büyük hatadır.
5. Gece yapılan ibadet en temiz,en doğru ibadettir.
6. İbadetlerin en makbulü gösterişten uzak olanıdır.
7. Çalışmak,rızık kazanmak ibadettir.

Kaldı ki Alevi-Bektaşi islam inancında namaz yok da değildir. Namaz vardır; ancak şekli boyutu sünni anlayıştan farklıdır.
Kuran-ı Kerim'de farz olarak kılınan,kılınması zorunlu olunann namaz Cuma namazıdır. Bunun temel sebebi de Allah'ın buna çok ihtiyacı olması değil; toplumun birbirinden,tokun açtan,giyimlinin çıplaktan haberdar olmasıdır. Yani dayanışma,birlik ve beraberliğin sağlanabilmesidir. Cuma'nın toplu kılınması şartı da bundan kaynaklanmaktadır. Tabi ki bunun yanında Allah'a şükretmek,onun varlı ve birliğini yad etmek unutulmamalıdır.
Şimdi farz kılınan Cuma namazında asıl amaç bu iken sünni-islam anlayışı içerisinde kılınan cuma namazlarında bunlar yerine getirilmekte midir? Bırakın bireylerin birbirinden haberdar olmasını kimse kimsenin neci olduğunu bile bilmemekte ; hatta insanlık sıfatına ermemiş kimselerle habersiz bir şekilde saf tutulmaktadır. Şimdi düşünün bakalım sevgili dostlar hani Cuma namazının farzı,nerde kaldı birlik,dayanışma,asıl gaye?
Alevi-Bektaşi iislam inancında ise bu emir özüne uygun bir şekilde eda edilmektedir. Cuma akşamları (Perşembe gecesi) toplu bir şekilde kılınann namazımızda (CEM) her şeyden önce kimin evinde ne varsa meydana getirilerek lokma niyetine paylaştırılır. Fakir fukaranın karnı doyurulur. Namaza geçmeden önce herkesten helallik alınarak,varsa dargın ve küskünler barıştırılır. Bireylerin sorunları dinlenerek haksız olanlar cezalandırılır.Hak ile batıl ayırdedilir. O güzide topluma layık olmayanlar cemden uzaklaştırılır,ceme alınmaz. Bütün bu farzlar yerine getirildikten sonra Allah'ın birliği,büyüklüğü,Hz Peygamber Efendimiz Muhammet Mustafa ve Ehlibeyti gülbenk,deyiş,demelerle yad edilir. Nefes ve nutuklar okunarak cemde bulunanların Hz. Muhammet ve Ehlibeytinin terbiyesiyle terbiyelenmesi sağlanır. Allah Allah nidalarıyla secdeye varılarak Allah,Muhammed,Ali,Hasan,Hüseyin... hürmet ve muhabbetle anılır.
Şimdi bırakın namazın şekli boyutunu sizce hangi namaz amaca uygun hangisi değil? Ya da hangi namaz farz kılınan kriterlere uygun bir şekilde eda edilmektedir?

piran12

Mesaj Sayısı : 84
Kayıt tarihi : 16/02/08

http://www.cemdostlari.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz