Canlar Forumu Türkü Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

5 posters

Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ Empty ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Mesaj tarafından piran12 Çarş. Şub. 20, 2008 12:02 am

SOFUYUM DEYİBEN GELDİN MEYDANA
AŞIĞIN HAKKINI VEREBİLDİN Mİ?
DÖRT KAPI KIRK MAKAM NEDİR DİVANE?
O TATLI CANINA KIYABİLDİN Mİ?

HELE SÖYLEN HANGİ BABDAN GEÇERSİN
NERDE AKAR KİMDEN SUYUN İÇERSİN
AK İLE KARAYI NASIL SEÇERSİN
ADEMİN SIRRINA EREBİLDİN Mİ?

KERVAN KATARLANMIŞ NEREYE GİDER
NERENE SAPLANDI O KANLI HANÇER
BİLİR MİSİN ŞAHIM NE DAVA GÜDER
HAK İLE BATILI SEÇEBİLDİN Mİ?

O Kİ KİMDİR SIRRIN ETMEMİŞTİR FAŞ
KİM İÇİN DÖKÜLDÜ GÖZLERİNDEN YAŞ
SÖZ AÇILIR ŞİMDİ,GÖRELİM KARDAŞ
LAFIN GERİSİNİ BİLEBİLDİN Mİ?

KUL FİGANİ


ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Sevgili dostlar görüyorum ki kafalarımız karmakarışık;fakat öncelikle şunu söylemeliyim ki kesinlikle net olmamız gerekiyor. Çünkü alevilik-bektaşilik kuramı içerisinde bunların hepsinin açıklamaları mevcuttur. Belki de bu açıklamaların dayanakları, bilenler tarafından net bir şekilde ortaya konulmamış olmasıdır bizi buraya sürükleyen.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki alevi-bektaşilik bir islam yorumudur. Yani dinmidir yoksa mezhep mi gibisinden sorulan sorunun karşılığında şu denilebir ki; alevilik, islamı kendi kültürel öğelerimizle harmanlayarak bütün inançsal boyutlarının yaşatıldığı bir islam yorumu,bir islam yoludur. Kimse aleviliği islamın dışına itmeye, inançsız bir alevilik yaratmaya kalkmasın;çünkü bu çok büyük bir hata olur.
Mesela;dilimizden düşürmediğimiz,her alevinin pir kabul ettiği HÜNKAR HACI BEKTAŞ-I VELİ yolu aleviliğin ta kendisidir. Kendisinden sonra kural ve kaideleri oluşturulan BEKTAŞİLİK de bir islami değerler bütünü olarak karşımıza çıkmakta ve aklı,ilmi,sevgiyi vb. öğeleri merkeze alarak büyük grupları etkileyip Avrupa'da da birçok ulusun Bektaşi-İslam inancını benimsemesini sağlamıştır. BEKTAŞİLİK islamın alevi yorumudur ve bir tarikattir. Tarik "güdülen yol" anlamındadır. Bizdeki "yol-erkan sürmek" tabiri de zaten bu anlamdadır.
Hacı Bektaş-Veli gibi biz alevilerin yedi büyük zat olarak kabul ettiğimiz ve saygıyla andığımız Yetimi,Nesimi,Şah Hatayi,Pir Sultan Abdal... da yine islamı alevi yorumuyla yaşamışve toplumlar üzerinde büyük tesirler bırakmışlardır.
Peki nedir alevi islam yorumu,nasıl şekillenmiş bugüne nasıl ulaşmıştır?Şimdi basit bir anlatımla (kusura bakmayın) bu konuya bakalım:
İslami kuralların belirlendiği ve olmazsa olmazlarının ortaya konduğu (farz) dönemlere bakacak olursak insanlık aleminin ilk defa nerede islamiyetle tanıştığına bakmak gerekir.
İslamiyet ilk defa iki cihan serveri peygamberimiz Hz. Muhammedin de mensubu olduğu Arap toplumunda karşımıza çıkmış ve islami kural ve kaideler de arap kültürüyle yorumlanarak yerine getirilmiştir.Her toplumun bir yaşam biçimi, kültürel değerleri bir de inançsal değerleri vardır. İnançsal değerler ve uygulamalar şeklen kültürel değerlerle yerinen getirilir. Onun içindir ki islamiyetle ilk tanışan toplum olarak karşımıza çıkan Araplar islami kuralları ve uygulamaları da kendi kültürel değerleriyle yerine getirmişlerdir. Mesela islamiyet öncesinde de Arapların belli bir tapınma şekli vardır. Putlara tapınırken de benzer şekiller kullanılmıştır. İslamiyetin kabulüyle birlikte tapınılan varlık değişmiş (putlara tapınılırken Allah'a tapınılmaya başlanmış);ancak tapınma şekilleri olduğu gibi korunmuştur. Çünkü o toplumun kültüründe tapınma olayı şekil olarak başka türlü olamaz.
Peki islamiyet Araplara özgü bir din midir? Kesinlikle hayır. Peki Arap tapınırken kendi kültürel öğelerini muhafaza ederek tapınma hakkına sahiptir de ben bu hakka sahip değil miyim?
Bu soruların cevabını da Türklerin islamiyeti kabul etmeye başladıkları dönemlerde aramak gerekir. Türkler islamiyeti 2 ayrı anlayış içerisinde kabul etmişlerdir. Bunlardan bir grubu islamiyeti kabul ederken hem inançsal değerlerini hem de kültürel değerlerini değiştirmişlerdir. Yani hem tapınılan varlık değişmiş (Göktanrı iken Allah'a inanılmaya başlanmış) hem de Arap toplumunun sosyal, kültürel,edebi yaşantısı benimsenmiştir. Bir diğer grup ise yani bizler (alevi-bektaşiler) Arap tıplumunun yaşantısını,kültürel değerlerini elinin tersiyle itmiş _ Ki iyi bir yapı olsaydı bozulan toplumları düzeltmek için gönderilen islamiyet ilk önce Arap toplumuna inmezdi_ islamiyeti sadece inançsal boyutlarıyla almış kabul etmiş ve tapınılan varlığı değiştrerek Allah'a tapınmaya, ona iman etmeye başlamıştır. Ancak islamiyetin kural ve kaidelerini yerine getiriken kendi kültüründe yer alan değerleri kullanmış; tapınılan varlığı değiştrimiş olmasına rağmen tapınma şekillerini değiştirmemiştir. Nasıl ki Arap toplumu tapınırken islamiyet öncesi şekilleri kullanmışsa aleviler de kendi tapınma şekillerini kullanarak kültürel değerleriyle islamiyeti harmanlayarak yaşamıştır. Onun içimdir ki alevi-bektaşilik için islamiyetin en güzel yorumu en güzel yoludur demekteyiz.
İslamiyeti kabul edişteki bu 2 ayrı duruş edebiyatımızda da kendini göstermekte ve bunu ispatlamaktadır. Bilindiği üzre edebiyatımız islamiyetin kabul edilişiyle birlikte 2 ayrı kola ayrılmış ve bunların tesirleri günümüze kadar devam etmiştir. Bu kollardan birisi Divan edebiyatı (Klasik Edebiyat) dediğimiz bir edebiyat akımıdır ki halkının anlamadığı, yorumlayamadığı bir edebiyat akımıdır. Bu edebiyat akımında Türk edebiyatına has olan birçok unsur değişmiş, Arap ve Fars edebiyatlarındad etkilenilmiştir. Mesela; Türk şiirinde hece ölçüsü kullanılırken divan edebiyatında Arap edebiyatından alınan aruz ölçüsü kullanılmıştır. Türk edebiyatında şiirler dörtlüklerle yazılırken divan edebiyatında arap edebiyatından alınan beyitlerle şiirler yazılmıştır. Türk edbiyatında destan,koşuk,sağu gibi şiir türleri kullanılırken divan edebiyatında yine arap edebiyatından alınan kaside,gazel,mesnevi gibi türler kullanılmıştır.
Diğer önemli kol olan Halk edebiyatında ise (alevi-bektaşi edebiyatı bana göre) islamiyet öncesi Türk şiirinde yer alan bütün unsurları kullanmaya devam edilmiş ve yüzyıllarca nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. İslamiyet öncesi sözlü Türk edbiyatında yer alan AŞIKLIK geleneği de bugünlere kadar yaşatılmıştır.
İşin önemli bir boyutu da şudur ki Divan edebiyatı denilen grubun üyeleri ve sanatçıları hep mevcut iktidarlar tarafından desteklenmiş, eserleri kaleme alınarak yazıya geçirilmiş, ödüllendirilmiş ; alevi yazar ve şairlerse hep yalnız başlarına bırakılmış hatta engellenmiştir. Mesela; Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış iki şairden Birisi olan BAKİ Kanuni tarafından ödüllendirilmiş, devrin "Sultan-ı Şüara" sı ilan edilmiş olup Alevi-bektaşilerce yedi büyük ozandan biri olarak kabul edilen FUZULİ Bağdat'ta kendi kaderine terkedilmiştir.
Elimizde çok fazla yazılı belgenin bulunmayışını da islamiyet öncesi sözlü edebiyat geleneğinin alevilerce sürdürülmüş olmasına(Yani eserlerini sözlü bir şekilde vermiş olmalarına) bağlamakla birlikte yukarıdaki örnekte olduğu gibi mevcut iktidarların alevi düşünür ve ozanlarını desteklememiş hatta yok etmeye çalışmış olmalarına dayandırmak mümkündür.
Aslında islamiyetin kabulü döneminde ya da günümüze kadar olan dönemde alevi-bektaşiler Arap toplumundan çok da farklı bir şey yapmamıştır. Yani Arapların islamiyeti kabulüne benzer bir uygulamayı seçmiş olup islami kural ve kaideleri tıpkı onlar gibi kendi geleneksel yapıları içerisinde yoğurarak yaşamıştır. Bu yaşayış ya da uygulama birilerine yanlış gelebilir; ama bize göre doğru olanı da budur. İlginç ve yanlış olan tarafı Arap bunu yaparken hoş ve doğru karşılarken alevi bunu yaptığında yadırgamak hatta bu süreği disizlikle suçlamaktır.
Arap toplumu putlara taplaktan vazgeçmiş Allah'a taınmaya başlarken Alevi- Bektaşiler Göktanrı inancından vazgeçip yine Allah'a tapınmıştır. Arap toplumu putlara taptığı dönemdeki ibadet şekilleriyle Allah'a tapınırken alevi-bektaşiler de Göktanrıya taptığıdönemdeki ibadet şekillerini kullanmıştır.
Saygıdeğer dostlar şayet düz mantıkla hareket edecek olursak Arap toplumunun yaptığı doğru ise bizimki de doğru; yok şayet ONLARIN YAPTIĞI YANLIŞSA kabul etmek gerekir ki alevi-bektaşilerin yaptığı da yanlıştır.
Cemevlerine cümbüşevi (Cümbüş diye kastedilen bağlamamız,sazımızdır)diyen aklı noksanlarda iki şey aranmalıdır. Bu zatlar ya hiç tarih okumamış tevarih cahilleridir ya da aslını inkar eden haramzade. Çünkü bizler bütün bir tarih boyunca ibadetlerimizde sazı bir ahenk unsuru olarak kullanmış ve yanıbaşımızdan ayırmamışızdır. Peki şimdi sormak gerekmez mi? Arabın yaptığı gibi kültürel bir öğeyi (mesela tesbih gibi)ibadetlerimizde kulanmış olmamız suç ya da günah mı?
Hz.Muhammed Mustafa'nın tüm insanlığa sunduğu İslamiyet kesinlikle Arap toplumuna has,ancak onların yaptığı gibi yapılırsa doğru olacağına inanılan bir din değildir.İslamiyet ve Hz. Muhammet tüm insanlık alemine gönderilen din ve o dinin resulüdür.Allah'a iman eden kişinin tapınma şekillerindeki farklılıklar onun imanından bir şey götürmemelidir,götürmez.
Zaten Hz. Muhammed'e olan sonsuz sevgi ve muhabbetimizi de yok sayan zihniyetin temelini oluşturan da bu yobaz düşünceler değil midir?

piran12

Mesaj Sayısı : 84
Kayıt tarihi : 16/02/08

http://www.cemdostlari.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ Empty Geri: ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Mesaj tarafından tekeis Paz Şub. 08, 2009 1:29 am

Sünni bir ailede yetişmiş insan olarak gerçekten merak ettiğim konulardı. Aydınlattığınız için teşekkür ederim. Tüm dostlara selamlar.

tekeis

Mesaj Sayısı : 123
Yaş : 74
Nerden : SİMAV
Kayıt tarihi : 17/02/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ Empty Geri: ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Mesaj tarafından ali-haydar Ptsi Şub. 09, 2009 2:13 pm

teşekkürler dost çok faydalı bilgiler vermişsin yine
ali-haydar
ali-haydar
Admin

Mesaj Sayısı : 3376
Nerden : İzmir/Eskişehir
Kayıt tarihi : 15/02/08

https://canlar.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ Empty Geri: ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Mesaj tarafından candost32 Ptsi Ara. 07, 2009 3:54 am

Şiirine ve yüreğine sağlık can BEKTAŞİLİK nere sofuluk nere
candost32
candost32

Mesaj Sayısı : 287
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 21/12/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ Empty Geri: ALEVİ-BEKTAŞİLERİN TAPINMA ŞEKİLLERİNDEKİ FARKLILILARIN SEBEBLERİ

Mesaj tarafından ali eren Perş. Ağus. 12, 2010 8:13 pm

merakımı biraz olsada giderdin çok teşekkürler
ali eren
ali eren

Mesaj Sayısı : 98
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 19/08/08

https://canlar.yetkin-forum.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz