Canlar Forumu Türkü Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Maraş Katliamının Bilinmeyenleri

Aşağa gitmek

Maraş Katliamının Bilinmeyenleri Empty Maraş Katliamının Bilinmeyenleri

Mesaj tarafından ali-haydar C.tesi Şub. 16, 2008 9:48 pm

Katliam saatinin kuruldugu süreç:

7 Nisan 1978’de Ankara’da PTT araciligiyla bombali bir paket, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU’na gönderilir. Hamit FENDOGLU gönderilen paketi açmis, patlama sonucu kendisi, gelini ve iki torunu yasamini yitirmislerdir. Yine ayni tarihte, ayni özellikte ve agirlikta baska bir bombali paket, Pazarcik CHP İlçe Baskani Memiş ÖZDAL’a gönderilir; ÖZDAL, paketten kuskulanarak almaz, ancak PTT memurlari paketi açarlar ve patlama sonucu bir PTT memuru ölürken, digeri agir yaralanir. Biri Adiyaman’a digeri Adana’ya gönderilen iki ayri paketin varligindan daha önce söz edilmisti.
Yapilan inceleme sonucu kuşkular, bombalarda kullanilan patlayici maddenin Nükleer Arastirma Merkezinden alindigi kuskulari dogar ve bu kurulus kapatilarak sorusturma baslatilir. Dönemin basbakani Ecevit, bombalarla Ülkü Ocaklarinin iliskisinin arastirildigini söyler. Bunun üzerine MHP Genel Başkani Alpaslan Türkeş, Malatya benzeri olaylarin Erzurum ve Kahramanmaras’ta da çikabilecegi tehdidini savurur.
TÜRKEŞ, bu açiklamasini, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU’nun katledilisinin üçüncü gününde yapmistir. Açiklamanin hemen sonrasi, Erzurum’da 500’e yakin ülkücü, ****** Üniversitesi’ndeki sol görüslü ögrencilere ve ögretim üyelerine saldirmislardir. Ülkücülerin baska bir grubu da Erzurum içinde terör estirerek solculara ve CHP’lilere ait isyerlerini tahrip etmislerdir.
Diger yandan, Memis ÖZDAL Pazarcik’taki adresine gönderilen bombali paketi alsaydi, Malatya olayi gibi bir katliam hemen o günlerde Kahramanmaras’ta da yasanacakti.. Memis ÖZDAL’in kuşkusu, böyle bir katliami önler. Bu durum üzerine, ülkücüler hazirliklarini zamana yayarlar.

Basbakan Bülent ECEVIT, “MHP Genel Baskaninin bildigi bazi seyler var. Bu arada hükümetimiz bir güvenlik önlemi almak üzere çevre il ve garnizonlardan Maraş’a askeri birlikler gönderdi. Önlem alinmiştir” diyordu. Güvenlik güçleri ve askeri birlikler, Maras’in sokaklarinda sıkı önlem alirlar. Güvenlik güçleri, saat 22.30 siralarinda Serintepe Mahallesinde dolasan iki kisiden süphelenir ve gözaltina alirlar. Bu kisilerin, bir süre önce Imam-Hatip Lisesi’nde hirsizlik yaptiklari iddiasiyla aranan Ahmet KOLUTEK ile Ali KOŞARGELIR olduklari, üzerlerinde patlamaya hazir üç dinamit lokumu bulundugu ortaya çikar. Sorusturma sonucu, kentte sabaha kadar arama yapilir. Aramada 34 kisi gözaltina alinir. Ayrica üç otomatik silah, çok sayida mermi ve patlayici madde ele geçirilir. Gözaltina alinanlar, ifadelerinde birçok yeri bombaladiklarini, iki gizli örgüt “Türk Yildirim Komandoları” ve “Esir Türkleri Kurtarma Ordusu” ile iliskili olduklarini söylemişlerdir. Yine ifadeleri sonucu, İstasyon Caddesi üzerinde bulunan caminin avlusunda gömülmüş, etrafi sıvanarak, fitilleri disarida birakilmis, patlamaya hazır beş adet dinamit de ortaya çikarilmistir.
Emniyetin bir yetkilisi, “Yapilan sorusturma kentte meydana gelen patlamalarin bir provokasyon oldugunu ortaya çikarmistir; komandolar, özellikle kendi kuruluslari olan derneklere bombayi atiyorlar, sonra da suçu solcu gruplara yüklemek istiyorlar” diyordu. (Cumhuriyet, 22. 04. 1978)

………………………………………
Savci Nuri MİMAROGLU olayi şöyle anlatır: “Saat 08.40 siralariydi. Makam odamda, ceza hâkimlerimiz Kazim DEMIRSU ile Ertop KANMAZ arkadaslar beni bekliyorlardi. Ben o sirada savci yardimcilari arkadaslarimla birlikte tutuklama olayinin tahlilini yapiyordum. Odaci gelerek hakim beylerin beni makam odamda beklediklerini söyledi. Odaya girdigimde her iki hakimlerimizin ayakta olduklarini, polis memuru ile MHP’li Milletvekilinin de içeride bulundugunu gördüm. Milletvekilinin bana ilk sözü ‘Pezevenk’ oldu. Çesitli hakaretler yagdiriyordu. Polisler Milletvekilini disari çikardilar...” (22. 04. 1978 tarihli Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet Gazeteleri)

Kahramanmaraş katliami 23 ve 24 Aralik 1978’de yapıldı. Oysa bu tarihten sekiz ay önce (Nisan 1978) bir katliamin plan ve hazirliklarinin yapildigi somut kanitlariyla ortadadir. MHP Genel Başkani TÜRKEŞ’in de “kehaneti”yle, bu hazirliklardan haberli oldugu açik açik görülmektedir.
Yine bu gelismelerden anlasiliyor ki, ülkücüler, Maras katliamini, gönderilen bombali paketlere göre planlamislar ancak, Pazarcik CHP İlçe Baskani Memiş ÖZDAL’in paketi almayisi ve güvenlik güçlerinin Maras’ta ortaya çikardiklari ırkçı örgüt elemanlarinin tutuklanmasi, Maras’ta katliami geciktirmiştir.
O tarihten Aralik’a kadar geçen sekiz aylik süre içinde katliamin altyapisi hazirlanmaya çalisilir. Katliamdan bir hafta önce, görevli olduklarini söyleyen birtakim kisiler, Alevi ve Solcularin oturduklari semtlerde, bir tür nüfus sayimi yaptiklarini söyleyerek konutlari dolasmislar, evde kaç kisinin oturdugunu sormuslar ve yeni numaralar verdikleri kapilari kirmizi boyayla isaretlemislerdir. Baska bir bölgede baska bir grup, bu kez PTT görevlisi olduklarini ve mektuplarin kaybolmamasi için bir çalisma yaptiklarini söyleyerek kapilara boyayla isaretler koymuslardir. Isaretlerin ne anlama geldigini “isaretlenenler” bir hafta içinde aci bir sekilde ögreneceklerdi.
Kamuoyu nezdinde katliama meşruiyet kazandirmak için bazi senaryolarin hazirlanmasi da gerekiyordu. Faşist örgütlerin her zaman basvurduklari yöntemlerden biri “Dini ve camileri” kullanmaktir. Belirli yerlere ve özellikle ibadethanelere patlayici madde atiyorlar ve “Dinsiz solcular atti” diye propaganda yapiyorlardi. Maras katliaminda da ayni yönteme basvurulmustur. Kendi binalarina ve camilere tesiri az patlayicilar atiyor, sonra suçu solculara yükleyerek “mesru tepkilerini” göstermek için miting ve yürüyüs yapiyor, ardindan saldiriya geçiyorlardi. Maras’ta da bu yönde planlar yapilmis, hazirliklar tamamlanmistir. Sira artik uygulamaya gelmistir.

…………
Katliamin baslama vurusu: Çiçek Sinemasinda patlama

ÜGD tarafindan getirtilen “Günes Ne Zaman Dogacak” isimli bir film 16 Aralik 1978’de Çiçek Sinemasinda gösterilmeye baslanir. 19 Aralik Sali günü seans saat 20.00’de baslamistir. Seyirciler içinden sik sik “Müslüman Türkiye, Milliyetçi Türkiye, Başbuğ TÜRKEŞ, Komünistler Moskova’ya, Katil iktidar” sloganlari yükselmektedir.
Çiçek Sinemasi, Maras’in Bogazkesen, Kanlidere, Uzunoluk ve Kale Caddelerinin kesistigi dört yol agzindadir. PTT ve CHP binasina yakindir. Filmin bitimine az bir süre kalmisken salonda tesiri az olan bir patlama olur. Önceden hazirlanmis 30-40 kisilik Ülkü Ocakli bir grup, “Bunu solcular atti” diye diger seyircileri tahrik etmisler, sloganlarla PTT ve CHP binasina saldirmislardir.
Polis, olaya hemen el koyar. Arastirma sonucu patlayici maddenin ülkücüler tarafindan atildigi ortaya çikar. Bu nedenle bazi kisiler gözaltina alinir. Gözaltina alinanlardan Yusuf ILHAN, poliste verdigi 21 Ocak 1979 tarihli ifade tutanagi söyledir:
ali-haydar
ali-haydar
Admin

Mesaj Sayısı : 3376
Nerden : İzmir/Eskişehir
Kayıt tarihi : 15/02/08

https://canlar.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Maraş Katliamının Bilinmeyenleri Empty Geri: Maraş Katliamının Bilinmeyenleri

Mesaj tarafından ali-haydar C.tesi Şub. 16, 2008 9:48 pm

“Daha önceden tanidigi sanik Ökkes KENGER’in 17. 12. 1978 Pazar günü kendisine ‘Ankara’dan geldim, cezaevinde yatan kardesin Muhittin’i gördüm, sana selami var, ama sen kardesine layik degilsin; neden sagda solda dedikodu yapip kardesimin cezaevine girmesine onlar sebep oldu diyorsun, biz Kahramanmaras’i düzeltecegiz. Çiçek Sinemasindaki film ülkücüleri savunuyor, arkadaslarimiz oraya toplaniyor, biz bunlari istedigimiz yöne çekebiliriz, sana da is düsüyor. Bir görev versek yapar misin?’ dedigini; kendisinin ‘Kardesimi yaktiniz, beni de mi yakmak istiyorsunuz?’ diyerek bu teklifi kabul etmedigini ve yanindan ayrildigini; 18. 12. 1978 Pazartesi günü eski belediye önünde yine yanina gelen sanik Ökkes KENGER’in ‘Sana bir görev verecegim, yapmazsan seni harcariz, bu baskanin emridir’ dedigini, tuvalete gidecegini söyleyerek sanigin yanindan ayrildigini; aksam eve geldiginde kardesi Mehmet ILHAN’in ‘Seni bir arkadasin Kümbet Çay Bahçesinde bekliyor’ demesi üzerine oraya gittiginde sanik Ökkes KENGER’in kendisini bekledigini ve ‘Yarin aksam Çiçek Sinemasina patlayici madde atacagiz, esas görevi biz yapacagiz, senin yapacagin iste korkacak bir sey yok, tas atmak gibi bir sey’ diyerek parkasinin cebinden çikardigi kirmizi çiçekli bir beze sarilmis yarim dinamit lokumunu kendisine verdigini; fitilinin yarim parmak disarida göründügünü; beze sarili bir yarim dinamit daha göstererek ‘Bir arkadasimla beraber sinemada olacagiz, yan salondan sahne kismina geçip oradan atacagiz, sen yarin aksam fllm basladiktan sonra kaleye çikan yolun üzerinde dolas, içerdeki patlamayi duyduktan sonra elindeki dinamiti atesleyip sinemanin damina at’ dedigini; kendisinin bu dinamiti aldigini; 19. 12. 1978 günü aksam sinemadaki patlamayi duyunca kendisinin de elindeki dinamiti atesleyerek sinemanin damina firlattigini; ancak dinamitin patlamadigini; bilahare bulustuklari ÖKKES’in ‘Sen bizi kandirdin, dinamiti atmadin’ dedigini; yanindan ayrilip eve gittigini, dinamiti patlatmaktaki amacinin sinemadaki ülkücü gençligi ve disaridaki halki tahrik etmek ve patlamayi solcularin yaptigi intibaini vererek hadise yaratmak oldugunu söylemistir.”

Mahallelere Saldiri:

Yörükselim ve Mağaralı Mahallesi:

Sabahin ilk saatlerinde, Abdurrahman Kurt’un evine civardaki evlerden otomatik silahlarla ates edilmis; gazli paçavralar ateslenerek evin içine atilmistir. Daha sonra eve giren fasistler, evdeki insanlari feci sekilde döverek iskence etmistir. Sokaklarda dolasan baska bir grup, silahla evlere ates etmektedir.
Yörükselim Mahallesine giden saldirgan gruba katilmak, destek vermek için Uzunoluk Caddesi üzerinde toplanan üç bine yakin ve ellerinde MHP bayragi bulunan bir topluluk, “Alevilere ölüm, komünistler Moskova’ya, milliyetçi Türkiye” sloganlariyla harekete geçer. Askeri birlikler saldirganlari engellemeye çalismis, ancak topluluk, içlerindeki maskeli kisilerin, “Ne duruyorsunuz, Yörükselim’de arkadaslarimiz sehit ediliyor, yürüyelim” tahrikiyle barikati yaran topluluk, Yörükselim’deki saldirgan gruba katilmistir. Ellerinde sopa, demir çubuk, odun, balta, nacak, silah ve patlayici maddeler bulunan saldirganlar, önceden işaretlenmiş Alevî evlerini tahrip ederek atese veriyorlardi. Mahallede, bazi kisilerin, saldirganlara karsi savunmak amaciyla ates açtiklari, birkaç kisinin öldügü söylenir. Yörükselim Mahallesini isgal eden faşistlerin bir grubu, Ahırdağı eteklerindeki Çamlik bölgesinde bulunan Alevi evlerine yönelir, ancak burada sol bir grubun direnisiyle karsilasir; karsilikli çatisma sonucu taraflardan ölenler olur.
Sayisi bini bulan bir saldirgan toplulugu Magarali Mahallesini basmis, evlerinden disari çikardiklari Alevileri kursuna dizmislerdir. Katliam sonrasi, dere içinde Alevilere ait kokusmus 16 ceset bulunmustur
.
Katliami yaşayanlar anlatiyor:

“... Hep ellerinde Alman tüfeği, mavzer, makineli tüfekler vardi. Kadinlarimizin memeleri kesildi. Alti aylik çocugumuza kursun sıkıldı. Kollari kesildi, kafalari dövüldü (ezildi). Kadinlarimizin hem ölüsüne hakaret ettiler, hem dirisine. Kocasinin yaninda yaptilar. Kocasi dedi ‘Allah’tan korkun’. Kocasini çektiler öldürdüler. Ardindan kadini öldürdüler. 20 yasinda bir babayi ogluyla birlikte öldürdüler. Gözlerine şiş soktular insanlarin. Seyrantepe’de Kaşanlı (...)ün karisinin irzina geçip, kursuna dizdiler. Daha sonra külotunu çikarip sokaga attilar. Kalayci Şah İsmail’e de baltayla vurup beynini parçaladilar....”


Kamil BERK: “23. 12. 1978 günü, geceden beri bir seylerin olacaginin kusku ve korkusunu yasiyorduk. Ama yine de, devlet var diye biraz güveniyorduk. Ne bilelim ki, ... sabahin ilk saatleriydi, günes doğmak üzereydi. Mahallenin sokaklarinda sopali, silahli, baltali büyük bir grup bagirarak yürüyorlardi. Magarali Deresini geçerek Ahmet TABAK’in motorunu yaktilar. Sonra Ahir Dagina dogru gittiler. ‘Allahini, peygamberini seven, eli balta, silah, sopa tutan yürüsün, Alevileri öldürelim, komünistleri içimizden temizleyelim’ çagrisiyla ve bagirmalariyla mahalle içinde saldiriya geçtiler. Bu sirada askerler geldi, saldirganlari asagi dogru indirdiler. Ögleden sonra yeniden geldiler. Benzin siseleri vardi. Alevilerin evlerine saldirdilar, evlerin penceresinden benzin siselerini içeri attilar; arkasindan gazlı bezleri atesleyerek içeri attilar. Evleri atese verdiler. ‘Maras size mezar olur, vatan olmaz; Yasasin Türkeş, Yaşasın MHP’ diye bagiriyorlardi. Ellerindeki uzun menzilli silahlarla evlerimize ates etmeye basladilar. Korkudan kaçip kurtulmak isteyenlere arkadan ates edip öldürüyorlardi. Bu sirada evden çikmakta olan Cemal BAYIR ve Ali ÜN’e silahla ates ettiler ve öldürdüler. Biz de Molla TABAK’in evine sigindik. Bu eve de ates ettiler. Merdiven basinda içeri girmeye çalisan Fatma BAZ ile Zeynep AYDOGDU’yu kursunla öldürdüler. Fatma BAZ’in kucagindaki 6 aylik oglu Yilmaz da kursunla öldürüldü. Molla TABAK’in evine çok insan siginmisti. Disaridan yagmur gibi kursun geliyordu. Evin camlari, kapilari delik desik olmustu. Bizler içerde birbirimize sarilarak hem agliyor, hem korunmaya çalisiyorduk. Askerler geldi, hepimizi kislaya götürdüler. Evlerimiz, esyalarimiz hem yagmalandi, hem yakildi.”



Olay kısaca bu… Bir Maraşlı olarak ilk elden ve olayı bizzat yaşayanlardan duydum. Daha çok şey var. Ama yazılacak şeyler değil. Allah için savaşa, Yaşasın Türkeş, Müslüman Türkiye, Türkiye Milliyetçidir gibi faşist sloganları ve daha ağırlarını duydum.

İster öldürün ister küfredin… Ben Yezide nasıl beddua okuduysam Alevi olupta faşist ve ırkçı, dinci partilere, fikirlere, akımlara, şiddet ve zor kullanan hertürlü kurum, parti, inanç ve teşkilata bağlananlara lanet okuyorum. Lanetten öte onlara TEBERRA okuyorum. Aleviliğe göre bunlar zaten DÜŞKÜNdür. Bunlar Ceme alınmaz ve Alevilikten afaroz edilir. Dedelerin geçmişte Dergahlarda aldığı kararlara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Alevileri öldüren ve hakaret eden bir zihniyete bağlanan, bir insan hala ALEVÎyim diyemez vede dememeli. Bu sitede bile hala MHP çığırtkanlığı yapan ve TÜRKlüğü MHP sanan zavallılar var. Kardeşlerini öldüren, tecavüz eden bir zihniyete bağlanıp ve onun yandaşlığını yapanlara lanet olsun. Onların adı Yezit’tir. VE ONLARA TÜM ÇORUMLU, MARAŞLI, GAZİ MAHALLELİ, SİVASLI gerçek ALEVÎLER olarak LANET OKUYORUM… Mekanınız ve bir avuç toprağınız YEZİDİN başucu olsun.
Olsun ki Zamanında dini kimliğinden dolayı yüzülen, asılan, yakılan Nesimi, Hallac, Pir Sultan gibi Pirlerin başına gelenleri, sırf Alevi, Solcu, Kürt, Ermeni, Ateist, Evrimci vs olduğu için aynı katliamların kendi başına, çocuğunun ve eşinin başına da gelebileceğini unutmasın… Bunların kendi cocukları 50-100 yıl sonra solcu olabilir, ateist yada darwinist olabilir, garantisi varmı olmayacağının. Sırf bu inançları yüzünden X kişi veya partinin kendi torunlarını öldürmesi hoşlarına gider mi?

Soruyorum: zamanında inanç özgürlüğü olmadığı için onlarca kez ALEVİLER isyan etmedimi? Babek, Hasan Sabbah, Babailer, Şeyh Bedrettin, Nur Ali Halife, Şah Veli,
Pir Sultan, Kalender Çelebi, Bozoklu Şah Celal, Baba Zünnun, Zünnunoğlu Halil, Veli Dündar, Şahkulu Baba, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Köroğlu, Koçgiri, Seyit Rıza, daha onlarca İSYAN var. Biz neyiz OSMANLIYA göre… cevabınız var mı? (Oysaki Anadoluda hiçbir inanç ve ırk bu kadar isyan etmedi. Bazı çevrelerce gizliden gizliye horlanan Kürtler bile.) Ama bize zulüm ettiler biz onun için şeyyy yani ama ,,, ettik? Kim kime göre haklı? Ama zulüm, hak, var oluş, son çare, çırpınış………. Kürtlerin Dili yasaklanmadımı?
Ne derseniz deyin……………………( bana sorarsanız o devirlerde yaşasaydım ön saflarda Celal’in, Nur Alinin, Şahkulunun, Pir Sultanın yanında can verirdim)
… İş kendimiz olunca haklıyız… Dışişleri Bakanı ALİ BABACAN yunanistandaki türk ve müslümanlara Dilinize ve dininize sahip çıkın hakkınızı arayın, caminizi yapın, asimile olmayın diyor ama Türkiyede ki Alevilerin Cemevlerine izin vermiyor, zorla cami yapılıyor, avrupada bir camiye izin verilmedi diye bunlar kendine çağdaş diyorlar bakın çocuklarımızı kiliseye sevkediyorlar diye çıngar çıkarıyorlar; ama aynı dakikada bir alevi köyüne zorla cami yapılıyor, kürtlerin dili yasakken zamanında bir şey denmiyor.
Bu ne lahana turşusu.. siz önce kendi milletinize haklarını verin örnek olun sonra başka ülkelere ders verin..

Onun içindir ki: savaşı, iftiraları, terörü bırakın ORDUmuz üstüne düşeni yapıyor. Onun için ordalar. Biz Aleviliğe Partiyi, siyaseti, reklamı, şiddeti bulaştırmayalım…
Bulaştıranları da lanetleyelim. Vatandaş olarak oy kullanma hakkımız var ve mecburuz. Onun için kullanıyoruz. Bunu yaparken de en insancıl olan, ırkçı, dinci olmayan, bu ülkeye gerçekten faydası olacak, sosyal partilere oy verelim.. Bir ALEVİyede bu yakışır.
Ben ÖNCE ALEVÎYİM, SONRA BEKTAŞÎ, SOLCUYUM, HÜMANİSTİM, MARXİSTİM, MATERYALİST, DEVRİYECİYİM…

Hümanistlik dışında bu ülkede bütün kimliklerim risk altında ve sevilmeyen kimlikler. Onun içindirki tek dilimiz ALEVİLİK olsun, Hedefimiz hangi inanç olursa olsun bu ülkeyi çağdaşlaştırmak olsun. Irk, terör, şiddet, hoşgörüsüzlük ALEVİLİĞİN düşmanıdır.
Alevilik milleti kabul etmez anlamında ırk düşmandır demiyorum. Zaten aleviliğin insanı merkeze koyan öğretisini uygularsanız Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Arap vs huzur ve barış içinde yaşar. Çünkü alevilik insana bakar, ingiliz, bulgar, yunan, türk, kürt, arap, laz, japon ALEVİLİĞİN bahçesinde ki güllerdir… o 72 millete bir nazarla bakan 73. millettir.

Gerçeğin Demine Hû (O)
ali-haydar
ali-haydar
Admin

Mesaj Sayısı : 3376
Nerden : İzmir/Eskişehir
Kayıt tarihi : 15/02/08

https://canlar.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz