Olli Rehn Alevileri Neden Azarladı?
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Olli Rehn Alevileri Neden Azarladı?
Olli Rehn Alevileri Neden Azarladı?-HİKMET BİLA
Türkiye’de iç politika artık onlardan soruluyor. Hukuk da onlardan soruluyor. Guguk da onlardan soruluyor. Türkiye’de konuşması gerekenler susuyor, onlar konuşuyor.
Şu bizim Barroso’lar.
Olli Rehn’ler.
Joost Lagendijk’ler…
Telaş içinde, öfke içinde, panik içinde konuşuyorlar. O kadar ki Avrupa Birliği’ndeki görev ve sorumluluklarını unuttular, Türkiye’de birer partili politikacı gibi ortaya atıldılar. İnsaf ve terbiye sınırlarını aştılar, savunmaya çalıştıkları AKP’ye bile zarar vermeye başladılar.
Bu ülkenin insanlarını ‘Müslüman demokrat’ - ‘ulusalcı otokrat’ diye ikiye bölerken ikiyüzlülüklerini gizleyemediler.
Bakınız nasl suçüstü yakalandılar:
Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn Efendi, geçen hafta Alevi örgütlerinin temsilcileriye bir toplantı yaptı. Sözüm ona Alevilerin sorunlarını dinleyecekti. Alevi dernek yöneticileri de sorunlarını anlattılar. Kimileri sözlü olarak, kimileri mektup vererek. Anayasadaki eşitlik hakkından yararlanamadıklarını söylediler. İbadet özgürlüğünü yaşayamadıklarını, çocuklarına okullarda Aleviliği öğrenme hakkı verilmediğini söylediler. Cemevlerine ibadethane statüsü tanınmamasından, Alevi köylerine zorla cami yapılmasından yakındılar. Kendilerine verilen sözlerin bile tutulmadığını vurguladılar.
Olli Rehn bu yakınmaları dinledi. Nedense kızdı, sinirlendi.
***
Sinirlendi, çünkü Aleviler, Olli Rehn’in hiç duymak istemediği bir dil kullanıyorlardı. Laiklik diyorlardı, demokrasi diyorlardı, eşitlik diyorlardı. Çağdaş değerlerden, Avrupa kriterlerinden söz ediyorlardı. Üstelik, ‘laiklik ombudsmanlığı’ ya da ‘demokratik laiklik’ gibi zevzeklikleri dile getirmiyorlardı.
Ve hayret… ‘Azınlık’ sözcüğünü hiç ağızlarına almıyorlardı.
Alevilerin sorunlarından söz ediyorlar ama, ‘Alevi sorunu’ diye siyasal bir klişe yaratmıyorlardı.
Ayrımcılığı eleştiriyor ama ‘ayrılmak’tan söz etmiyorlardı.
Tehditler savurmuyorlardı.
******’e de cumhuriyete de dil uzatmıyorlardı.
‘Ulusalcı Kemalistler’e veryansın etmiyorlardı.
Biz de ‘Müslüman demokratız’ demiyorlardı.
Bir fırsat yaratıp, örneğin ‘Kemalist bürokrasi’ deyiminin arkasına saklanıp Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de çatmıyorlardı.
İlle de laiklik, demokrasi, yasalar karşısında eşitlik, kadın-erkek eşitliği, çağdaş yaşam tarzı, çağdaş eğitim, herkes için din ve vicdan özgürlüğü diye tutturmuşlardı.
Böyle insanları ne yapsındı Olli Rehn?
Sinirlendi adamcağız.
Televizyonlardaki yağmur suyu boruları reklamında olduğu gibi, bu sokaktan kendine iş çıkmayacağını anlamıştı. Alevilerin verdiği mektubu katlayıp cebine koydu ve gitti. Giderken azarlamayı da ihmal etmedi:
‘Siz böyle diyorsunuz ama, iktidar iyi gidiyor, iyi.’
***
Daha sonraki ilk durağında, Türkiye’nin yüzde 53’ünü faşist ilan etmeyi de ihmal etmeyecekti… Tabii ona göre Alevilerin de bu nüfus içinde olduklarına kuşku yoktu.
Cumhuriyet 11.05.2008
GENİŞ AÇI
Türkiye’de iç politika artık onlardan soruluyor. Hukuk da onlardan soruluyor. Guguk da onlardan soruluyor. Türkiye’de konuşması gerekenler susuyor, onlar konuşuyor.
Şu bizim Barroso’lar.
Olli Rehn’ler.
Joost Lagendijk’ler…
Telaş içinde, öfke içinde, panik içinde konuşuyorlar. O kadar ki Avrupa Birliği’ndeki görev ve sorumluluklarını unuttular, Türkiye’de birer partili politikacı gibi ortaya atıldılar. İnsaf ve terbiye sınırlarını aştılar, savunmaya çalıştıkları AKP’ye bile zarar vermeye başladılar.
Bu ülkenin insanlarını ‘Müslüman demokrat’ - ‘ulusalcı otokrat’ diye ikiye bölerken ikiyüzlülüklerini gizleyemediler.
Bakınız nasl suçüstü yakalandılar:
Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn Efendi, geçen hafta Alevi örgütlerinin temsilcileriye bir toplantı yaptı. Sözüm ona Alevilerin sorunlarını dinleyecekti. Alevi dernek yöneticileri de sorunlarını anlattılar. Kimileri sözlü olarak, kimileri mektup vererek. Anayasadaki eşitlik hakkından yararlanamadıklarını söylediler. İbadet özgürlüğünü yaşayamadıklarını, çocuklarına okullarda Aleviliği öğrenme hakkı verilmediğini söylediler. Cemevlerine ibadethane statüsü tanınmamasından, Alevi köylerine zorla cami yapılmasından yakındılar. Kendilerine verilen sözlerin bile tutulmadığını vurguladılar.
Olli Rehn bu yakınmaları dinledi. Nedense kızdı, sinirlendi.
***
Sinirlendi, çünkü Aleviler, Olli Rehn’in hiç duymak istemediği bir dil kullanıyorlardı. Laiklik diyorlardı, demokrasi diyorlardı, eşitlik diyorlardı. Çağdaş değerlerden, Avrupa kriterlerinden söz ediyorlardı. Üstelik, ‘laiklik ombudsmanlığı’ ya da ‘demokratik laiklik’ gibi zevzeklikleri dile getirmiyorlardı.
Ve hayret… ‘Azınlık’ sözcüğünü hiç ağızlarına almıyorlardı.
Alevilerin sorunlarından söz ediyorlar ama, ‘Alevi sorunu’ diye siyasal bir klişe yaratmıyorlardı.
Ayrımcılığı eleştiriyor ama ‘ayrılmak’tan söz etmiyorlardı.
Tehditler savurmuyorlardı.
******’e de cumhuriyete de dil uzatmıyorlardı.
‘Ulusalcı Kemalistler’e veryansın etmiyorlardı.
Biz de ‘Müslüman demokratız’ demiyorlardı.
Bir fırsat yaratıp, örneğin ‘Kemalist bürokrasi’ deyiminin arkasına saklanıp Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de çatmıyorlardı.
İlle de laiklik, demokrasi, yasalar karşısında eşitlik, kadın-erkek eşitliği, çağdaş yaşam tarzı, çağdaş eğitim, herkes için din ve vicdan özgürlüğü diye tutturmuşlardı.
Böyle insanları ne yapsındı Olli Rehn?
Sinirlendi adamcağız.
Televizyonlardaki yağmur suyu boruları reklamında olduğu gibi, bu sokaktan kendine iş çıkmayacağını anlamıştı. Alevilerin verdiği mektubu katlayıp cebine koydu ve gitti. Giderken azarlamayı da ihmal etmedi:
‘Siz böyle diyorsunuz ama, iktidar iyi gidiyor, iyi.’
***
Daha sonraki ilk durağında, Türkiye’nin yüzde 53’ünü faşist ilan etmeyi de ihmal etmeyecekti… Tabii ona göre Alevilerin de bu nüfus içinde olduklarına kuşku yoktu.
Cumhuriyet 11.05.2008
GENİŞ AÇI
DeliDervis- Mesaj Sayısı : 36
Kayıt tarihi : 23/03/08
Geri: Olli Rehn Alevileri Neden Azarladı?
Sinirlendi, çünkü Aleviler, Olli Rehn’in hiç duymak istemediği bir dil kullanıyorlardı. Laiklik diyorlardı, demokrasi diyorlardı, eşitlik diyorlardı. Çağdaş değerlerden, Avrupa kriterlerinden söz ediyorlardı. Üstelik, ‘laiklik ombudsmanlığı’ ya da ‘demokratik laiklik’ gibi zevzeklikleri dile getirmiyorlardı.
Ve hayret… ‘Azınlık’ sözcüğünü hiç ağızlarına almıyorlardı.
Alevilerin sorunlarından söz ediyorlar ama, ‘Alevi sorunu’ diye siyasal bir klişe yaratmıyorlardı.
Ayrımcılığı eleştiriyor ama ‘ayrılmak’tan söz etmiyorlardı.
Tehditler savurmuyorlardı.
******’e de cumhuriyete de dil uzatmıyorlardı.
‘Ulusalcı Kemalistler’e veryansın etmiyorlardı.
Biz de ‘Müslüman demokratız’ demiyorlardı.
Bir fırsat yaratıp, örneğin ‘Kemalist bürokrasi’ deyiminin arkasına saklanıp Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de çatmıyorlardı.
İlle de laiklik, demokrasi, yasalar karşısında eşitlik, kadın-erkek eşitliği, çağdaş yaşam tarzı, çağdaş eğitim, herkes için din ve vicdan özgürlüğü diye tutturmuşlardı.
Böyle insanları ne yapsındı Olli Rehn?
Sinirlendi adamcağız.
Yazinin bu kismini tekrar tekrar okumak gerekir. Bu düsünceler ezici bir cogunlugun düsüncesidir. Bazilarinin Alevileri israrla bir örgüte yakin göstermek istemelerine, asiri uc parti taraftari yapmalarina, Allahi, Hz. Muhammedi, Hz Aliyi kabul etmemeyip (ne hikmetse bunlarda kendine Alevi diyor) bunu tüm Alevilerin görüsüymüs gibi göstermelerine karsi Aleviler yukaridaki satirlarin disina cikmayacaklar. Hic bir zaman uclarda olmayacaklar. Distan ve icten saldirilara karsi asirlardir oldugu gibi kimliklerini, inanclarini, düsüncelerini kaybetmeyeceklerdir. Yediklere kaba hicbir zaman pislemeyecek. Üzerinde yasadiklari topraklari kendilerine karsi yapilan yanlislara, haksikliklara, ayrimciliklara, bozuk sisteme ve onun fikri bozuk yöneticilerine karsi koruyacaklar, bölmeyecek, satmayacaklar.
Bizlerle bu güzel yaziyi paylastigin icin tesekkürler dost.
Geri: Olli Rehn Alevileri Neden Azarladı?
bu adamları bu kadar önemsememek lazım. akp gibi peşlerinde fazla dolanınca şımarıyorlar.
bu cümleleri herşeyi anlatıyor ama dikkat edilmesi gereken asıl olay akp'yi desteklemeleri. bu adamlar türkiyenin iyiliğini istemedikleri için akpyi destekliyorlar zaten. bizi geriye götüreceklerini biliyorlar.
yani aleviler gibi Türkiyeyi çağdaşlaştıracak,ilerletecek aydın kişileri istememeleri Türkiyeyi istemedikeri için.
Sinirlendi, çünkü Aleviler, Olli Rehn’in hiç duymak istemediği bir dil kullanıyorlardı. Laiklik diyorlardı, demokrasi diyorlardı, eşitlik diyorlardı.
bu cümleleri herşeyi anlatıyor ama dikkat edilmesi gereken asıl olay akp'yi desteklemeleri. bu adamlar türkiyenin iyiliğini istemedikleri için akpyi destekliyorlar zaten. bizi geriye götüreceklerini biliyorlar.
yani aleviler gibi Türkiyeyi çağdaşlaştıracak,ilerletecek aydın kişileri istememeleri Türkiyeyi istemedikeri için.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz