Canlar Forumu Türkü Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Susmak ve Konuşmak Üzerine - Can Dündar

Aşağa gitmek

Susmak ve Konuşmak Üzerine - Can Dündar Empty Susmak ve Konuşmak Üzerine - Can Dündar

Mesaj tarafından yurek_çağrısı C.tesi Nis. 12, 2008 3:04 pm

Sözcüklerin tükendiği zamanlar vardır. Sözcüklerin yetmediği yerde bir gitar telinin tınısı anlatır bize herşeyi. Kimi zaman derin bir sessizlik çok şey anlatır karşımızdakine. Kimi zaman bir tiyatro sahnesi olur kürsü. Anlatırlar, anlatırız, anlatırsınız. Vardır bir yolu yordamı karşımızdakine kendimizi anlatmanın değil mi?

Bir yazı okumuştum. Paylaşmak istedim. Susmak da yerinde ve zamanında kullanıldığında büyük bir meziyettir. Kendini ifade etme biçimidir. Ama konuşmak da... Belki bir gitar sesi, belki bir tiyatro sahnesi...

Dilerseniz bir okuyalım bu yazıyı...

"Siz hiç sessiz kaldınız mı?

Kalan birinden bahsedeceğim bugün:

Enver Karagöz, Artvin'de öğretmendi.
TÖB-DER'liydi.
Eşiyle birlikte eğitimci olarak çalışmış, bütün ilerici eylemlerde ön safta yer almıştı.
Sesi gürdü, edebiyata sevdalıydı.
Mitinglerde ilk o söz alır, heyecanla şiirler okur, kitleleri dalgalandırırdı.
12 Eylül'de 650 bin kişiyle birlikte o da- eşiyle birlikte gözaltına alındı. Gözetim yerine dönüştürülen Öğretmen Okulu'na götürüldü.
Orada ağır işkenceden geçirildi.
Kendinden geçip bayıldı.
Sonra ansızın boğazında büyük bir acıyla uyandı.
İşkencecileri, kaşığın sapıyla ağzını aralamış ve boğazından aşağı kaynar su boşaltmıştı.
Artık sesi yoktu.



* * *

Bu vahşette, bütün bir toplumun zorbalıkla suskunlaştırılmasının temsilini görüyorum ben...
Karagöz'ün anılarını belgeleyen İnsan Hakları Vakfı danışmanı Ülkü Özen hatırlattı:
Karagöz'ün işkencecileri ile Victor Jara'nınkiler ne kadar da birbirine benziyor.
Victor Jara Şililiydi.
O da üniversitede öğretmendi.
Aynı zamanda gitar çalıyordu. Ülkenin muhalif sesi olarak bilinen, bizim kuşağın efsane grubu İnti-İlimani'nin sanat danışmanıydı.
Victor Jara, 1973'ün 11 Eylül sabahı üniversitede bir konsere giderken, elinde gitarıyla gözaltına alındı.
Askerler darbeyle yönetime el koymuştu.
Jara da, silah zoruyla evlerinden alınıp başkent Santiago'daki stadyuma toplananların arasına kondu.
Beklerken, gitarını çıkarıp "Venseremos"u ("Kazanacağız") çalmaya başladı.
Şili sosyalistlerinin dillere destan marşıydı bu...
Az sonra sesler çoğaldı ve marş, stadyuma doldurulan 5 bin kişilik tutuklular korosu tarafından haykırarak söylenmeye başlandı.
Askerler "kışkırtıcı"yı bulmakta gecikmedi.
Jara götürülüp dövüldü.
Özellikle gitar çalan ellerini dipçikliyorlardı. Yetmeyince parmaklarını kırdılar. Buna rağmen ıslıkla marşı söylemeye devam eden Jara, ancak dili ve bilekleri kesilerek susturulabildi.
Ardından da kurşuna dizildi.
Geride kalan "sessizlik"te, Şili'de 35 bin muhalif öldürülecekti.

* * *

Gelelim bugüne:
Jara'nın grubu İnti-İlimani, müzikle muhalefetine sürgünde devam etti. Jara'nın anısını yaşatmayı sürdürdüler.
Ve önceki yıl 11 Eylül'de, Şili darbesinin 30. yıldönümünde, Victor Jara'nın öldürüldüğü stadyuma onun adı verildi.
Şili halkı orada hâlâ "Kazanacağız" marşını söylüyor.
Enver Karagöz mü?
Gırtlak kanseri oldu.
Yıllarca siyasi mülteci olarak yurtdışında yaşadı.
Şimdi Almanya'da...
Zor konuşuyor, ama yazılarıyla "ses vermeye" devam ediyor.
12 Eylül darbesinin 30. yıldönümünde Artvin Öğretmen Okulu "Enver Karagöz" adını alacak mı?
Bilmiyorum.
Neden mi?
25 yıl önce bizim stadyumun çevresindeki alkış sesi, "Kazanacağız" marşını ve sesi kesilenlerin haykırışını bastırdığındandır belki...
O zamandan beri şiirsiz ve sessiziz." (Can Dündar)

yurek_çağrısı

Mesaj Sayısı : 15
Kayıt tarihi : 12/04/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz